10/03/2014

Son 3 Gun (3 Days To Kill)


En son Chis Pine ve Keira Knightly ile "Jack Ryan: Shadow Recruit" filminde izlediğimiz Kevin Costner, 2014 yılını "CIA yılı" olarak ilan etmişe benziyor. Yakın zamanda eski CIA ajanı Thomas Harper olarak izlediğimiz aktör bizlere yine bir CIA ajanı olarak merhaba diyor "3 Days To Kill" filmiyle. 

Ama bir farkla, "Luc Besson faktörüyle"

Seversiniz sevmezsiniz, Besson, yönetmen, yapımcı ya da senarist olarak girdiği her filme kendi imzasını atan bir yönetmen. Farklı türdeki filmler söz konusu olduğunda araya serpiştirdiği Besson aksiyon sahneleriyle hemen "Bir Besson filmi izlediğinizi unutmayın" uyarısını yapmayı ihmal etmiyor. Burada da bu kural geçerli, sihirli Besson parmağını hissetmemek neredeyse imkansız!


Costner'ın canlandırdığı CIA ajanı Ethan Renner, tedavisi imkansız bir hastalığa yakalandığını ve sadece 3 ayı kaldığını öğrenir. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şeyi yapar ve son günlerini Paris'te yaşayan karısı ve kızıyla geçirmek ister. Ancak görevi dolayısıyla karısı ve kızıyla mesafeli hatta soğuk diyebileceğimiz bir iletişimi vardır. Özellikle kızı Zoey, babasız geçirdiği yıllarının hıncını alma da hiç de tereddüt göstermez.


Hastalığını öğrenen ve kendisine nispeten daha sıcak davranan karısı Christine'in bir iş yolculuğuna çıkması gerekir. Bu durumu baba kızın birlikte vakit geçirmesi için bir avantaj olarak gören Christine Zoey'i memnuniyetle Ethan'a emanet eder. 

Tesadüf bu ya, tam da bu sırada, nereden nasıl çıktığı belli olmayan femme fatale CIA ajanı Vivi  (ya da sadece "Bana Vivi diyebilirsin") müjdeli bir haberle çıkagelir.


Meslekten elini ayağını çekecek olan Ethan'a kelimenin tam anlamıyla reddedemeyeceği bir teklif sunar. Büyük bir uluslararası terorist şebekenin başındaki 2 ismi- The Albino ve The Wolf- öldürmesi karşılığında hayatta kalmasını sağlayacak ilacı verecektir. 

Çok fazla soru sormadan işe koyulan Ethan, dışarıda gözü kara bir avcı iken evde kızının üzerine titreyen klasik baba figürünü yaşamaya başlar.


Bu 2 hikayeyi komik ve eğlenceli bir şekilde başarıyla harmanlamak da sanırım Besson'un yapabileceği bir şeydi. Tanığını son derece ciddi bir ifadeyle sorgularken çalan telefonla - zil sesine dikkat!- Ethan'ın bir anda müşfik, ilgili baba rolüne dönmesi izleyenlere keyifli anlar yaşatıyor gerçekten. Hatta filmin bana göre en eğlenceli dakikaları da bunlar. Costner'ın o ciddi ifadesiyle bunu izlemekse ayrı bir keyif :)












Cazibeli Vivi rolünde izlediğimiz Amber Heard tam Tarantino filmlerine yakışır bir portre çiziyor. Onu bu tür rollerde izlemek sanırım en çok erkek izleyicilerin hoşuna gidecektir. Bunun dışında kadroda "Şeytanın Avukatı" ve "Gladyatör" filmlerinden hatırladığımız Connie Nielsen, Hailee Stainfeld, The Albino rolünde Thomas Lemarquis ve Richard Sammel yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise daha önce  2 "Charlie'nin Melekleri" filmlerinin yanı sıra The OC ve Chuck dizilerini yönetmiş olan McG - ya da gerçek adıyla Joseph McGinty Nichol - oturuyor.

Hafta sonu için - bir izlenimlik-  komedi-aksiyon filmi arayanların tercih edebilecekleri bir film. 




2 yorum:

  1. Kevin olur da ben seyretmez miyim;)
    şimdi diger hayran olduğum erkek oyuncuları paylaşmayacağim..yaşim belli olmasın !
    2014 yılında en begendiginiz 10 filmi paylaşirmisiniz ..ayrıca her hafta bir film önerirseniz biz takipcileriniz pek memnun oluruz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "En sevdiğim" sorularını yanıtlayabilsem keşke :p

      Ama beğendiğim filmleri seve seve paylaşırım

      Sil